Görüntülenme: 88
0 0
Okuma Süresi:7 Dakika, 46 Saniye

OSMANLI EKONOMİSİNİN TABİİ KAYNAKLARI:
1)- İNSAN : Osmanlı devletinde son yıllara gelinceye dek bugünkü anlamda bir nüfus sayımı
yapılmamıştı. İlk nüfus sayımı 1831’de II.MAHMUT döneminde yapıldı. Osmanlı Devleti’nin bundan
önceki dönemlerine ait nüfus bilgilerini ise Tahrîr defterlerinden öğreniyoruz.
TAHRîR DEFTERLERİ: Bir yer fethedildiğinde ya da belirli aralıklarla kaza ve sancakların vergi
yükümlüsü “erkek nüfusunu” ve bunların ödeyeceği vergi miktarını saptamak amacıyla “TAHRîR”
denilen bir sayım yapılırdı. Tahrir defterlerini “Nişancı” tutar, bir örneği de Eyalette
saklanırdı.
2)- TOPRAK : Osmanlı Devletinde ekonominin en önemli kaynağı topraktı.
OSMANLILARDA TOPRAK SİSTEM
A) MİRİ ARAZİ
B)MÜLK ARAZİ
C)VAKIF ARAZİ
D)METRUK ARAZİ
E)MEVAT ARAZİ
MİRİ ARAZİLER KENDİ RASINDA;
1)- Havas-ı Hümayun toprakları
2)- Paşmaklık toprakları
3)- Malikâne toprakları
4)- Yurtluk
5)- Ocaklık Toprakları
6)- Dirlik Toprakları
Dirlik toprakları 3 kısma ayrılır,
1)- Has
2)- Zeamet
3)- Tımar Tımarlar 3’e ayrılır,
a)-Eşkinci tımarı b)-Hizmet tımarı c)-Mustahfız tımarı

A)- MİRî ARAZİ: Mülkiyeti devlete ait olan topraklardır. Mirî toprakların başlıcaları şunlardır:
1)- Havass-ı Hümayun Arazileri: (Mukataa)Gelirleri doğrudan doğruya devlet hazinesine giren topraklar
olup, mukataa ve iltizam yoluyla yönetilirdi.
2)- Paşmaklık Arazi: Gelirleri padişah kızlarına ve ailelerin bırakılan topraklardı.
3)- Malikâne Arazi: Devlet adamlarına hizmetleri karşılığı mülk olarak verilen
topraklardı.
4)- Ocaklık Arazi: Fetih sırasında bazı kumandanlara, hizmetlerine karşılık
olmak üzere verilen topraklardır.
5)-Yurtluk Arazi:Gelirleri sınır boylarında görevli askerlere verilen topraklardır.
6)- Dirlik (Tımar)Toprakları: Vergi geliri, devlet adamlarına ve askerlere hizmet veya maaş karşılığı verilen topraklardır. Dirlik sahibi, toplanan verginin maaş olarak ayrılan
“Kılıç hakkı” olarak ayrılan bölümünden geriye kalanla CEBELÜ denilen tam teçhiatlı asker yetiştirirdi. Dirlik topraklar üçe ayrılırdı: a)- Has b)- Zeamet c)- Tımar
a)Has :Gelirleri 100 bin akçenin üstündek, arazilerdir
b)Zeamet:Gelirleri 20 bin ila 100 bin akçe arası arazilerdir.
c)Tımar:Geliri 3 bin akçe ile 20 bin akçe arası arazilerdir.
TIMAR
Eşkinci tımarı:Üstün hizmet karşılığı verilen tımarlardır.
Hizmet tımarı:Saray görevlilerine verilen tımarlardır.
Mustahfaz tımarı:İmam Hatip ve Müftülere verilen tımarlardır.
B)- MÜLK ARAZİ: Mülkiyeti kişilere ait topraklardır. İki bölümde incelenebilir:
1)- Öşriyye (öşür topraklar): Bu topraklar, fethedildiği zaman MÜSLÜMANLARA verilmiş veya
fethedildiğinde müslümanlara ait olan topraklardır. Bu gibi topraklar sahiplerinin malı
olup, dilediği gibi kullanırlar, satabilirler, vakfedebilirler yada çocuklarına miras
olarak bırakabilirlerdi. Bu toprakların sahipleri arazi vergisi olarak ÇİFT RESMİ, ürün
vergisi olarak da “ÖŞÜR” vergisini verirlerdi.
2)- Haraciye (Haracî topraklar): Bu topraklar bir yerin fethinden sonra GAYRî MÜSLİM halkınelinde bırakılan,onlara mülk olarak verilen topraklardır. Sahipleri, dilediği gibi
kullanırlar,satabilirler, vakfedebilirler yada çocuklarına miras olarak bırakabilirlerdi.
Bu toprakların sahipleri arazi vergisi olarak HARAC-I MUVAZZAF ürün vergisi olarak da
HARAC-I MUKASSEM vergisini verirlerdi.
C)- VAKIF ARAZİ: Gelirleri kişiler ya da devlet tarafından hayır kurumlarına bırakılan topraklardı.
D)-MEVAT ARAZİ: Ölü araziler olarak adlandırılır.Verimsiz arazilerdir.
E)-METRUK ARAZİ: Terkedilmiş arazilerdir.Merala ve Panayır yerleri gibi.
TOPRAK SİSTEMİNDE MEYDANA GELEN DEĞİŞMELER:
1)- Tımar sisteminin bozulmasıyla, “Dirlik topraklar” MİRî MUKATAA’ya çevrilerek, yani gelirleri hazineye devredilerek, peşin alınan bir bedel karşılığı üç yıllığına “İltizam”a verilmeye başlandı.
NOT: Mültezîm denen iltizam sahipleri daha fazla vergi toplamak için halka baskı
yapmışlardır. Bu durum “Celali isyanlarına” veya vergisini ödeyemeyen köylünün toprağını terk ederek büyük şehirlere göç etmesine neden olmuştur.
2)- Devletin artan masraflarının karşılanması için Mukataalar mültezîmlere üç yıllık dönemler için
değil, ömür boyu verilmeye başlandı. Bu sisteme MALİKANE USULÜ denilir. (1695’te)
3)- “Malikane usulüyle” sağlanan gelirlerde yetmeyince, bu defa Mukataaların yıllık kârları paylara
ayrılarak satılmaya başladı. Bu usule de ESHAM USULÜ denilmiştir. (1775)
4)- Tımar ve zeâmet sistemi II.Mahmut zamanında kaldırılarak başta valiler olmak üzere devlet
memurları memurları maaşa bağlanmıştır.
5)- 1854’te “Arazi kanunnamesi” ile MÜLKİYET sistemine geçilerek, uzun süre bir toprağı kullananlar
o toprağın sahibi olmuşlardır. (Zilliyet)
6)- 1858’de çıkarılan bir başka “arazi kanunu” ile tarım ürünlerinden alınan çeşitli vergiler kaldırılarak, tek vergi olarak “AŞAR” vergisi yürürlükte tutuldu.
AYAN VE EŞRAF: Şehirlerin, köylerin, aşiretlerin ileri gelenlerine “Ayân ve eşraf” denilirdi. Bu
kişiler bulundukları yerlerde en etkili ve zengin kişilerdi.

AYAN VE EŞRAFIN GÜÇLENMESİNİN SEBEPLERİ:
1- Tımar topraklarının mukataaya çevrilmesiyle, bu toprakları iltizama alanlar genellikle “Ayânlar”
oldu. Böylelikle Dirlik sahiplerinin haklarına sahip olan âyânlar bulundukları yerleri yönetmeye
başladılar.
2)-Merkez teşkilatını bozulmasıyla “beylerbeyi” veya “sancak beyi” olarak atananlar makamlarına
gitmeyerek o eyalet yada sancaktaki âyânı MÜTESELLİM (vekil) olarak görevlendirmiştir. Ayanlar
böylelikle devlet gücünün temsilcisi durumuna gelince daha da güçlenmişlerdir.
NOT: II. Mahmut döneminde âyânlarla padişah arasında SENED-İ İTTİFAK diye bir belge imzalayarak
anlaşma yoluna gitmiştir. (1808)
OSMANLI EKONOMİSİNDE TARIM
Osmanlı ekonomisinin en önemli sektörü tarımdır. 17. yüzyılın başlarına kadar Osmanlı devleti
tarım ürünleri bakımından kendine yeten bir ülkeydi. Ancak, zaman zaman karşılaşılan kuraklık, sel,
isyanlar, göçler,ve tımar sisteminin bozulması üretim kayıplarına neden olmuştur. Özellikle hububat,
bağ-bahçe ziraâti ön plandayken, 18. yüzyıldan itibaren Avrupa’da sanayinin gelişmesi doğrultusunda
tütün, pamuk gibi sanayi bitkilerinin üretimi önem kazanmıştır. Ayrıca Avrupa’nın tarım ürünü
ihtiyacı artınca Osmanlı Devletinde GEÇİMLİLİK düzeyde üretimden PAZAR EKONOMİSİ’nin ihtiyaçlarını
karşılayacak bir üretim düzeyine gelinmiştir.

OSMANLI EKONOMİSİNDE HAYVANCILIK
Hayvancılığın Osmanlı ekonomisine katkıları şunlardı:
1)-Tarım alanında : Toprakları ekmek için öküz, manda gibi hayvanlardan yararlanılıyordu.
2)-Gıda alanında : Etinden yağından,sütünden yararlanılıyordu.
3)-Sanayi alanında: Yünü ve derisi giyim, dokuma ve ayakkabı üretiminde hammadde olarak
kullanılıyordu.
4)-Ulaşım alanında: At,katır ,eşek gibi hayvanlar taşıma ve ulaştırmada kullanılıyordu.
5)-Maliye alanında: Hayvanlardan ve hayvansal ürünlerden alınan vergiler devletin başlıca
gelir kaynaklarını oluşturuyordu.

OSMANLI EKONOMİSİNDE MADENCİLİK
Osmanlı devleti’nde madenler iltizam olarak dağıtılırdı. Çıkartılan madenlerin çoğu ülke içinde işlenemediğinden dışarıya ihraç edilirdi.
NOT: Osmanlılarda ilk madenin işletilmesi Osman Bey zamanındadır. Bilecik’in fethi ile buradaki demir madeni işletilmiştir.

OSMANLI EKONOMİSİNDE SANAYİ
Osmanlı Devletinde sanayi kesimi esnaf birlikleri(Lonca) halinde teşkilatlanmıştı.Esnafın üretimi elemeği-göznuruna dayanıyordu. Bu mevcut sanayi öncesi üretim başlangıçta ülke ihtiyaçlarını
karşılıyordu. Ankara’da sof, Bursa’da İpekçilik, Selanik’te çuhacılık, Bulgaristan’da aba Kayseri,Manisa ve Tokat’ta dericilik(debbağlık) yaygındı. Ayrıca Osmanlı Devletinde savaş araç ve gereçlerini üretmek için fabrika ve imalathaneler de kurulmuştu.
Bunlar:
Tersane (Gemi yapım yeri): ilk büyük Osmanlı tersanesi Yıldırım Bayezıt tarafından Gelibolu’da
yapıldı. Daha sonraki dönemlerde İstanbul, Sİnop,İzmit, Süveyş, Basra gibi sahillerde başka
tersaneler de kuruldu.
Tophane: İstanbul’un fethinden önce Edirne ve Bursa’da, fetihten sonra da İstanbul’da top döküm
tesisleri kuruldu.
Baruthane: İlk baruthane Gelibolu’da kuruldu.

AVRUPADAKİ EKONOMİK GELİŞMELERİN OSMANLI SANAYİİNE ETKİLERİ:
1)- Coğrafi keşiflerle zenginleşen Avrupalılar; artan tüketim eğilimlerini, elde ettikleri altın ve
gümüşle Osmanlı pazarlarından karşılayınca esnaf hammadde bulmakta zorlandı.
2)- Sanayii inkılâbı sonucu bol ve ucuz, üstelik kapitülasyonlar nedeniyle düşük gümrüklü Avrupa
mallarıyla Osmanlı esnafı rekabet edemedi.
NOT: Esnafı zorlayan başka bir konuda şehirlere göç eden köylünün,maaşları alan yeniçerilerin ve
diğer grupların esnaflığı yeni bir geçim yolu olarak görmesiydi. Bu durum esnaf
teşkilatlarının disiplinli yapısını bozmuş, artan esnaf sayısı geçimlerini iyice
zorlaştırmıştır.

OSMANLI DEVLETİNİN SANAYİİYİ GELİŞTİRMEK İÇİN ALDIĞI TEDBİRLER:
1)- Sanayi hammaddelerinin ihracını yasaklamıştır.
2)- Gelişmiş teknolojiyle yeni imalathaneler açmıştır.
3)- Islah-ı Sanayii Komisyonu kurarak, esnaf birliklerini canlandırmaya ve onları şirketleşmeye
çalışmıştır.
Osmanlı Devleti Tanzimat fermanıyla ülkenin kalkınması için yabancı sermayeden yararlanacağını
açıklamıştı. Bu yolla Osmanlı ülkesinde haberleşme ve ulaşımı geliştiren adımlar atılmıştır.
Kırım savaşı sırasında ilk defa TELGRAF hattı döşenmiştir. Yine yeni bir teknoloji olan
“demiryolu” Osmanlı ülkesine girmiştir. Verilen imtiyazlarla İngilizler Batı Anadolu hattını,
Almanlarda Bağdat Demiryolunu inşa etmişlerdir.

OSMANLILARDA TİCARET
ANADOLU’DA TİCARET YOLLARI:
1- Sağ Kol: İstanbul’dan (Üsküdar) başlayan bu yol, Konya, Adana üzerinden Halep’e uanıyordu.
2- Orta Kol:İstanbul’dan (Üsküdar) başlayan bu yol,Diyarbakır’a buradanda Musul ve Bağdat’a
kadar uzanıyordu.
3)-Sol Kol: İstanbul’dan (Üsküdar) başlayan bu yol, Erzurum ve Kars’a uzanıyordu.
RUMELİ’DE TİCARET YOLLARI:
1- Sağ Kol: İstanbul’dan Bulgaristan, Eflak-Boğdan ve Erdel’e uzanıyordu.
2- Orta Kol: İstanbul’dan Edirne,Belgrad üzerinden Avrupa içlerine uzanıyordu.
3)-Sol Kol: İstanbul’dan Edirne, Selanik üzerinden Mora’ya uzanıyordu.
TİCARETLE İLGİLİ DEYİMLER:
Menzil : Yol üzerindeki konaklama noktaları denirdi.
Menzil Teşkilatı: Haberleşme TATAR denilen ulaklar tarafından yapılıyordu. Devlet habercilerin çabuk
gitmelerini sağlayacak dinlenmiş atları ve yiyecek ihtiyaçlarını karşılamak için konaklama yerine yakın köy ve kasabalardaki bazı aileleri bu iş için görevlendirirdi. Bu teşkilata “menzil teşkilatı” denirdi.
Derbentçi : Ana yolların, boğaz ve geçitlerin güvenliğinden sorumluydu.
Mekkâri Tâifesi : Yolcu ve mal taşıma işlerini meslek edinen esnaflara verilen ad.

OSMANLI TİCARET GELİRLERİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER:
1)- Ticaret yollarının değişmesi(Ümit Burnu)
2)- Kapitülasyonlar
3)- 1838 Balta Limanı Antlaşması
KAPİTÜLASYONLAR:
Kapitülasyon: Gümrük,Hukuk,ve ekonomik konularda verilen ayrıcalıklara denir. İlk ticari imtiyazlar ORHAN BEY tarafından CENEVİZLİLER’e verildi. İstanbul’un fethinden sonra Fatih “Ceneviz” ve “Venedikliler’e” ticarî imtiyazlar tanıdı. Kanuni Sultan Süleyman 1535′ de Fransızlarla Osmanlıların “AHİDNAME”, Fransızların KAPİTÜLASYON dediği anlaşmayı yaptı.Bu sayede Kanuni’nin amacı Şarlken’e karşı Fransa’yı yanına çekerek, Avrupa hırıstiyan birliğini bölmekti.

NOT: Kapitülasyonlar I. Mahmut zamanında (1740) sürekli hale getirildi.

NOT: Kapitülasyonlar 24 Temmuz 1923’te LOZAN ANTLAŞMASI ile kaldırıldı.
BALTA LİMANI ANTLAŞMASI(1838): İngiltere ile II. Mahmut döneminde imzalanmıştır. Bu antlaşmayla
ihracattan alınan vergiler artırılırken (%12), İthalattan alınan vergiler azaltılıyordu (%5).
II. Mahmut’un bu antlaşmadan amacı Mehmet Ali Paşa’ya ve Rusya’ya karşı İngiltere’nin desteğini
kazanmaktı.
NOT: Balta Limanı Anlaşması’ndan sonra diğer devletlere de aynı haklar genişletilerek verilmiş ve
Osmanlı ülkesi Avrupa Devletlerinin bir “açık pazarı” haline gelmiştir.
DIŞ BORÇLAR
Osmanlı Devleti bütçe açıklarını kapamak için önce halka ek vergiler getirmiş,yeterli olmayınca
KAİME adı verilen hazine tahvillerini çıkarmıştı. Bu da yeterli olmayınca dış borca yönelmek zorunda
kalmıştı.
İlk Dış borç 1854 yılında KIRIM SAVAŞI sırasında İngiliz ve Fransız sarraflarından alındı. 20 yıl
gibi kısa bir sürede Osmanlı devleti Borç batağına saplandı.
1881’de yayınlanan ve adına MUHARREM KARARNAMESİ denilen bir kararnameyle iç ve dış borçlarının
ödenmesini DûYûN-I UMUMİYE (Genel Borçlar) denilen üyeleri alacaklı ülkeler tarafından seçilen bir
komisyona bıraktı. Osmanlı Devleti borçlarına karşılık tuz, tütün, ipek ve damga vergilerini karşılık
olarak gösterdi. Osmanlı Borçları meselesi LOZAN BARIŞ ANLAŞMASI ile çözümlendi.

Gönderi Yazarı Hakkında

admin

Happy
Happy
0 %
Sad
Sad
0 %
Excited
Excited
0 %
Sleepy
Sleepy
0 %
Angry
Angry
0 %
Surprise
Surprise
0 %
Previous post Osmanlılarda Millet Sisteminin Değişmesine Etki Eden Faktörler
Next post Osmanlılarda Maliye

Average Rating

5 Star
0%
4 Star
0%
3 Star
0%
2 Star
0%
1 Star
0%

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Close