İngiltere’de Trafik Neden Soldan Akar?
0
0 Yüzyıllar önce, yolun karşısından gelen kişinin dost mu, yoksa düşman mı olduğunu anlamak oldukça zordu. İnsanların çoğu sağ ellerini kullandıkları için, kendilerini savunma amaçlı olarak sol taraftan, yani duvar kenarından (yaya veya atla) ilerler, sağ ellerinde kılıçlarını çekmeye hazır tutarlardı. Bu, yolculuklarında kendilerini daha güvende hissetmelerine neden oluyordu.
Yolun solundan gitme geleneği, ilk kez 1300’lü yıllarda Roma’ya hacı akını sırasında Papanın, yolculuk yapan hacıların birbirleriyle karışmaması için sol taraftan gitmelerini istemesiyle resmileşti ve bu alışkanlık yüzyıllarca sürdü.
yüzyılın sonlarına doğru Amerika’da, atlı posta arabalarının çoğunda sürücü koltuğu yoktu. Sürücüler, en arkada ve soldaki ata binerek, yolun kontrolünü zorlaştırıyordu. Bu durum, zamanla ABD’de trafiğin sağdan akmaya başlamasına yol açtı.
Fransız İhtilali sırasında, ihtilalin öncülerinden Maximilien Robespierre, Katolik kilisesine karşı bir duruş sergileyerek, Parislilerden yolların sağından gitmelerini istemişti. Bir süre sonra, aslında solak olan Napolyon, ordusundaki ikmal araçlarının sağ şeritten gitmesini emretti ve fethettiği tüm topraklarda bu düzeni uygulamaya koydu.
Ancak İngiltere hiçbir zaman Napolyon’un işgaline uğramadığı için, İngilizler, yüzyıllardır devam eden sol taraflı yolculuk alışkanlıklarını sürdürdüler. Bu gelenek, Avustralya, Hindistan gibi eski sömürgelerinde de devam etti. İngilizler, Amerikalılardan farklı olarak sürücünün araçta sağda oturduğu bir sistem geliştirmişlerdi.
Modern otomobil teknolojisinin gelişmesiyle, özellikle ABD’de, sürücü koltuğu ve direksiyon sisteminin sağdan gidilmeye uygun olarak sola yerleştirilmesi, zamanla dünyanın pek çok yerinde standart hale geldi.
İngiltere ve eski sömürgelerinde ise trafik yönünü sağa çevirmek, oldukça büyük bir maliyet gerektirdiği için bu alışkanlıkları değiştirmek neredeyse imkansız hale geldi.
Tarihin izleri ve kültürel etkiler: Trafik yönlerinin tarihi, sadece bir pratik kararın ötesinde, toplumların kültürel, askeri ve sosyal yapılarının da bir yansımasıdır. Örneğin, yolculukların çoğu zaman askeri geçişler ve stratejik hareketlerle bağlantılı olduğu için, hangi tarafta gidileceği, bir toplumun savunma alışkanlıklarını da gösteriyor. Bu bağlamda, İngiltere’nin trafiği soldan akıtma geleneği, aslında bir tür toplumsal güvenlik önlemi olarak da okunabilir.
Teknolojinin etkisi: Modern otomobillerin çoğunun sağdan gidilen trafik yönüne uygun olarak üretilmesi, bu konuda bir dönüm noktasıydı. Ancak, eski alışkanlıklar ve mevcut altyapı, bazı ülkelerde hala büyük değişiklikleri engelliyor. Yani teknoloji bu alışkanlıkların dönüşümünde hem hızlandırıcı hem de sınırlayıcı bir rol oynamaktadır. Bu, zamanla değişmesi gereken bir küresel zorluk da yaratıyor: Trafik yönünün değiştirilmesi, büyük altyapı yatırımları ve toplumsal adaptasyon gerektiriyor.
Günümüzde trafik güvenliği ve uluslararası uyum: Farklı ülkelerde trafik akışının farklı olması, özellikle sınır ötesi yolculuklarda sürücüler için karmaşaya yol açabiliyor. Uluslararası ulaşımda trafik düzenlemelerinin uyumlu hale getirilmesi, sürücülerin güvenliğini artıran bir faktör olabiliyor. Bu da trafiğin küresel düzeyde nasıl daha güvenli ve verimli hale getirileceği konusunda bir diğer önemli tartışma konusudur.
Bu içeriği paylaşın:
